dümdüz

dümdüz
sif. Çox düz, tamamilə düz. Dümdüz çöl. Dümdüz ağac. Dümdüz qamət. – Hündür, dümdüz şam ağaclarının qol-budağı üşüyürmüş kimi qar təpələri altında titrəşirdi. M. İ.. Dəniz sakit, şüşə kimi; Dümdüz idi mavi sular. M. D.. // Zərf mənasında. Çovğun gecə dümdüz edir yer üzün; Qar işığı gündüz edir yer üzün. A. S.. İnsan oğlu gecələri; Şəhər salır, boz dağları; Qüdrətilə dümdüz edir. M. R.. // Dik, dikinə. Stolun qabağında dümdüz oturmuş uzunboğaz, arıq adam qəti dedi. . M. Hüs.. <Qədir> qulluq məqamında donmuş kimi dümdüz dayandı. M. C..

Azərbaycan dilinin izahlı lüğəti. 2009.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • dümdüz — sf. 1) Çok düz Mühendislerin keşfine göre, taş ocağı olarak işletilirse yirmi senede dümdüz olabilirmiş. Y. K. Beyatlı 2) mec. Sade, basit Yirmi iki senelik dümdüz bir hayat. A. Gündüz 3) mec. Bilgisi, görgüsü çok dar bir sınır içinde kalan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana avrat düz (veya dümdüz) gitmek — sövmek, küfretmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tabak gibi — dümdüz ve açık (yer) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ana — is. 1) Çocuğu olan kadın, anne Gözyaşları döken hanım herhâlde gelinin anası olacaktı. H. Taner 2) Yavrusu olan dişi hayvan 3) Dinî bakımdan aziz tanınan bazı kadınlara verilen saygı unvanı Fatma Anamız. Meryem Ana. 4) ünl. Yaşlı kadınlara… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • düpedüz — zf. 1) Çok düz ve doğru bir biçimde, dümdüz olarak 2) Yalın, basit, süssüz, sade bir biçimde Bir lakırtıyı düpedüz söylemek dururken, daha çok beğenilsin diye dolambaçlı yollardan söylediniz mi, çok kere manasız manasız şeyler meydana çıkıyor. O …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • girintisiz çıkıntısız — sf. Düzgün, dümdüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kupkuru — sf. 1) Çok kuru Ağaçlar çıplak, demir gibi kaskatı ve kupkuru. P. Safa 2) mec. Belirgin, net Kazanç, her yerde kupkuru, dümdüz, apaçık menfaattir. F. R. Atay Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kupkuru etmek kupkuru kesilmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nakışsız — sf. Nakşı olmayan Ben bu çevreyi motifsiz, nakışsız, dümdüz getiriyorum göz önüne. B. R. Eyuboğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sistire — is., Rum. Bir tahtanın üzerindeki ufak pürüzleri giderip onu dümdüz bir duruma getirmeye yarayan ince çelik lama …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şaşkın şavalak — zf. Şaşkın şaşkın Şehirler dümdüz edilmiş, fabrikalar yıkılmış, taş üstünde taş kalmamış. Sağ kalan talihsizler şaşkın şavalak etrafa bakınıyor. S. Dölek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”